alt-menu

Prim üretiminde büyüme kârlılığa yansımıyor

TSRŞB Genel Sekreteri Erhan Tunçay, “Riskler daha doğru hesaplanmadığı, yıkıcı boyutlara varan fiyatlandırmalardan uzaklaşılmadığı, aşırı ve sigorta tekniğine aykırı rekabet kontrol altına alınmadığı sürece teknik kârlılıkta olumlu gelişmeler beklemek doğru olmayacaktır” dedi.

TSRŞB Genel Sekreteri Erhan Tunçay, 2011 yılı 6 aylık büyüme rakamlarına bakıldığında büyümeyi tetikleyen unsurlar olarak raylı araçlar, kredi, finansal kayıplar, hukuksal koruma gibi nispeten penetrasyonun düşük olduğu branşlarda görülen yüksek artış oranlarının yanı sıra tarım sigortaları ve hayat sigortalarında gerçekleşen yüksek büyüme oranlarının göze çarptığını kaydetti.
Tarım sigortalarındaki büyümeyi değerlendiren Tunçay, şöyle konuştu: “Bilindiği üzere devlet destekli bitkisel ürün sigortası ürünü, şirketlerin bu sistemin uygulamaya girdiği dönemden önce vermiş oldukları dolu sigortası ürünü baz alınarak geliştirilmiştir. Ancak zamanla kazanılan deneyimler çerçevesinde yangın, sel ve su baskını, heyelan gibi doğal afetler de sigorta kapsamına dahil edilmiştir. Bununla birlikte 2010 yılında yaşanan ve çiftçilerimizi büyük zarara uğratan çiçeklenme sırasında yaşanan don olayı sonrasında meyvelerde çiçeklenme döneminde yaşanabilecek don olayı da 2011 yılında kapsama dahil edilmiştir. Gerek sunulan teminatların kapsamının genişlemesi, gerekse yaşanan dolu, don gibi olaylar neticesinde sigortalı vatandaşlarımızın mağduriyetinin kısa sürede giderilmesi nedeniyle devlet destekli tarım sigortalarındaki bilinirliğin, dolayısıyla sigortalılık oranının artması nedeniyle tarım sigortaları prim üretiminde kayda değer bir yükseliş görülmektedir.”

‘GRUP SAĞLIK POLİÇELERİNDEKİ PRİM ARTIŞI OLUMLU’
Büyümenin kârlılığa nasıl yansıyacağını sorduğumuz Tunçay, “2011 yılı 3 aylık dönemde sektörün teknik sonuçlarına bakıldığında prim üretiminde görülen olumlu gelişim ne yazık ki teknik sonuçlara yansımadığı görülmektedir. Dolayısıyla riskler daha doğru hesaplanmadığı, yıkıcı boyutlara varan fiyatlandırmalardan uzaklaşılmadığı, aşırı ve sigorta tekniğine aykırı rekabet kontrol altına alınmadığı sürece teknik kârlılıkta olumlu gelişmeler beklemek doğru olmayacaktır” dedi.
Sağlık sigortalarındaki yüzde 25’lik artışı da değerlendiren Tunçay, “Grup sağlık poliçe primlerindeki revizyon primlere olumlu etki sağlamıştır. Diğer taraftan sağlık harcamalarındaki frekansın artması, sağlık hizmetlerindeki yeni tanı ve tedavi yöntemlerine ait maliyetler sağlık sigortalarındaki sonuçları belirleyen önemli değişkenlerdir” dedi. Hayat sigortacılığında gerçekleşen yüzde 40’a yakın büyüme hakkında da konuşan Tunçay, “Hayat branşında kaydedilen prim üretim artışının önemli bir nedeni, bireysel kredilere bağlı hayat sigortalarıdır. Diğer yandan, son yıllarda piyasa gündeminde giderek daha çok yer oluşturan işsizlik sigortaları, işsizlik oranlarındaki artışın da etkisiyle kayda değer bir gelişme göstermiştir. Ancak ayrı bir alt dal olarak raporlanmadığından hayat sigortalarına ek olarak verilen işsizlik teminatının branşın büyümesinde yarattığı katkı tam olarak bilinememektedir” dedi.

HAYAT SİGORTALARININ YÜZDE 55’İ BANKALARDAN
“Hayat sigortalarını, yazılan primlerin satış kanalları bazında ayrımına bakarak değerlendirdiğimizde, banka kanalının yaklaşık yüzde 55 ile satış kanallarında çok ciddi bir paya sahip olduğu görülecektir. Acente satışlarının oranının gerileyerek yaklaşık yüzde 20’ler seviyesinde olduğu, broker kanalıyla üretilen primlerinse yüzde 1’i aşamadığı görülecektir. Satış kanalı bazında prim üretimlerinden de anlaşılacağı gibi hayat branşında kaydedilen prim üretim artışının önemli bir nedeni, bireysel kredilere bağlı hayat sigortalarıdır” diyen Tunçay, kredi kullanan kişilerin ve kurumların sigortaya ek bir maliyet olarak değil bir ihtiyaç olarak bakmalarının büyük önem taşıdığına dikkat çekti.