alt-menu

Emeklilik Yaşı Değişecek mi?

Bakanlar Mehmet Şimşek ve Ali Babacan “48 yaşında emeklilik olur mu” diye sordu, tartışma başladı.

Farklı bakanlardan farklı açıklamalar gelince vatandaşın kafası karışmıştı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek emeklilik yaşını gündeme getirmiş 48 yaşında emeklilik olur mu diye sormuştu. Kamuoyunda da özellikle 1999 yılından önce sigortalı olanlara yönelik bir çalışma başlatıldığı iddia edilmişti. VATAN Ankara Bürosu’nu ziyaret eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik soru işaretlerini giderecek önemli açıklamalar yaptı:

-Bakanlar Kurulu’nda biz 2 hafta üst üste çalışma hayatı ve sosyal güvenlikle ilgili bir sunum yaptık. Orada çok kritik varsayımlar üzerinde konuştuk: Türkiye’de sistemin kuruluşundaki çarpıklıklar, Anayasa Mahkemesi kararları, sonra reform süreci ve şu anda reformun getirdikleri... Mesela gelirlerin giderleri karşılama oranı 52’den 59’a çıktı. Tamam iyi. Düzelme var. Ama yıllara sari bir düzelme var. 2030’lara 40’lara doğru, geçiş süreci uzun, bunları diğer bazı konuları tartışırken, ‘böyle değil de, şöyle olsa ne olurdu’ diye mukayeseler yaptık. Yaptığımız bu mukayeselerden birinin piyasaya çıkmasıdır bu.

Bakıyoruz, 30 sene sonra giderinizde ne kadar artış oluyor, biz bu projeksiyonları yapıyoruz. Biz her alanda bu projeksiyonları yaparken, bu konu dışarıya emeklilik yaşı falan diye çıkmış. Biz emeklilik yaşını yükseltmeyiz. Ama şunu söyleyeyim emeklilik yaşı bence de düşük. Bunu herkesin söylemesi lazım.

3 farklı yaş var

Mevcut sistemde, 8 Eylül 1999’dan önce, 8 Eylül 1999-30 Nisan 2008 arasında ve 30 Nisan 2008’den sonra olmak üzere üç farklı emeklilik yaşı tespiti var. 30 Nisan 2008’den sonra sigortalı olanlar ile sigortalı olacaklarda yaş şartı kadınlarda 58, erkeklerde 60.

‘Ben devlete kapağı attım ohh ne güzel’ mantığı değişmeli

657 sayılı yasayla ilgili çalışma sürüyor. Bir endişe oluştu memurların iş güvencesi kalkıyor mu diye?

Devlet Memurları Kanunu 657’nin sorunlu olduğuna inanıyoruz. Buna kamu çalışanları da inanıyor. Memurlarla ilk toplu sözleşmeyi geçtiğimiz yıl yaptık. Orada 161 konu çıktı. Yasadan kaynaklanan birçok sorun var. Bizim bir danışma kurulumuz var. Kurul Mart ayında toplanacak. Bunları bakanlıklar düzeyinde nasıl çözebiliriz diye bakacağız. Yine memurlarla toplu sözleşme süreci geliyor Ağustos ayında masaya oturacağız. O tartışmalarda görüyoruz ki 657’de ciddi problemler var. Biz taraflarla uzlaşarak kaldıracağız neyi kaldıracaksak. İş güvencesi kalkıyor diye birşey yok ama diyoruz ki çalışan memurla çalışmayan memur, üreten memurla, üretmeyen memur arasında bir fark olmasın mı? Performans değerlendirmesi olmasın mı? İkincisi, ‘ben devlete kapağı attım’ oh ne güzel yaaa... Hangi çağda yaşıyoruz, zamanın çok kıymetli olduğu bir süreçte siz kalkıp ‘nasılsa devletteyim’ gibi bir anlayışını sürdürebilir misiniz?

28 Ocak’ta Abant’ta taraflarla bir mutabakatımız olursa 2-3 günlük bir sempozyum yapalım diyoruz. Memur konfederasyonlarıyla sorunları tartışalım, bilim insanları ne diyorlar, ne gibi çözüm önerileri var bakacağız.

Yeni istihdam teşvikleri hazır

5084 teşvikleri bitti, istihdam teşvikleriyle ilgili yeni bir düzenleme hazırlığınız var mı?

5084 sayılı yasa istihdam teşviğiydi ve yılbaşı itibariyle bitti. Ama şöyle bir durum ortaya çıktı. Yani şikayet şu: Aynı yerde, mesela yeni teşvik yasasıyla Urfa 6. bölgede, burada şu anda yatırım yapan insanın elde ettiği avantaj var. Ama 5084’e göre yatırım yapmış olanın da avantajları vardı. Şimdi o bitince yanyana iki tesis, arada müthiş bir fark meydana geldi. En azından, bir işçi için biri 450 lira öderken, diğeri hiç birşey ödemiyor. Bu büyük fark adil değil, olmaz. Bizim şu anda bir çalışmamız var. Haftaya EKK (Ekonomi Koordinasyon Kurulu) toplantısında bir çıkış yolu bulacağız.

BAŞBAKAN RAFTA KALACAK DEMİŞTİ

Kıdem tazminatı fonu raftan iniyor

Bakan Faruk Çelik, taşeron olarak çalışan 2.5 milyon işçinin tazminat sorununu çözmek istediklerini söyledi.

Geçen yılın en tartışmalı konusu, Kıdem Tazminatı Fonu oldu. 2013 yılına girer girmez Fon sisteminin yeniden gündeme geleceği konuşuluyor. Kıdem Tazminatı Fonu raftan iniyor mu?

Biz Hükümet programında Kıdem Tazminatı Fonu’nu gerçekleştireceğimizi yazmışız. Bir tarafta bunu taahhüt eden bir hükümet programı var. Diğer tarafta işçi kesiminin böyle bir duruşu var. İşçi işveren tüm kesimler bu fonla ilgili tavrını bir incelemenin neticesinde ortaya koymuş değiller. Düşünceleri sağlıklı bir veriye dayalı değil. Mevcut uygulama 12 ay çalışma zorunluluğu getiren ve bu sürenin sonunda bir brüt maaşı tazminat olarak hesabına yazan bir uygulama. Bu şekilde olunca çalışanların yüzde 10’u bu hakka sahip. Oysa Fon uygulaması, 1 aylık çalışana da o ay için isabet eden tazminatın, hesabına yatırılmasını sağlayacak. İşverene yük olmaktan çıkacak ve tutar çalışanın bireysel hesabına aktarılacak. İşverenin 14. yıl, ‘benim işim bozuldu, kapattım gittim, böylece tazminat da yok oldu’ demesi de ortadan kalkacak. O kadar çok ihtilaflar var ki bu konuda. İşçinin tazminat alacağı var ama güvence konusu o işverenin ticari hayatıyla bağlantılı. Yani alamıyor işçi. Fon sistemi tam bir güvence sağlayacak. 12 ay çalışmanız da gerekmeyecek. Ayrıca başka istismarları da kaldırıyor. Örneğin 11 ay çalıştırıp sonra işten çıkartıp, yılbaşında yeniden işbaşı yaptırma durumları var. Yani olacak şey mi

Ortada mağduriyet var

Yasalara rağmen işçinin alacağını alamaması bir hukuki garabet değil mi? Yasalara rağmen ödenmiyor, diye haklardan, sistemden vazgeçilmesi tartışmalı değil mi?

Zaten bunları tartışırken, tam olarak ortaya çıkınca işçi kesiminin bir tepkisi oldu malum. Sayın Başbakan da dedi ki; ‘Uzlaşamadığınız konuları kamuoyunun önüne getirmeyin’. Taşeron işçi mağduriyeti gündeme gelince Fon da ana gündem maddemiz olacak.

Göstermelik asgari ücretin peşindeyiz

-Bir başka kaçak, çalışanın asgari ücretle gösterilmesi.

Onu söyleyeyim, ücreti çok daha yukarda olmasına rağmen, asgari ücret gösteriyorlar onun peşindeyiz. Herkesin aldığı ücretin karşılığı olan primi yatırması gerekiyor. Aksi takdirde emekli olduğunda alacağı maaş çok düşük olacak. Adam 1500 lira maaş alıyor ama 700 lira gösteriliyor. Maaşı asgari ücretten olduğu için emekli olduğunda çok düşük maaş alacak. Burada önemli olan şu, çalışan kendi patronunu zorlasın bile demiyoruz, onu zorlamasına bile gerek yok bize bildirsin yeter. Hemen arasın Alo 170, sonra baksın ne oluyor.

Primi düşürüyoruz, gelir artıyor

Bu yıl için, şu oranı şöyle yapalım, şu kadar gider azalıyor ya da gelir artıyor diye bir çalışmanız var mı?

Mesela, kısa vadeli primler var. Örneğin bazı işkolları riskli tanımlanmış. Burada çalışmak bir risk içeriyor. Onların normal primin üzerinde artı bir prim ödemeleri gerekiyor. Bu işkollarında en düşük yüzde 1.5, en yüksek yüzde 6.5. Örneğin maden sektöründe ilave bir yüzde 6.5 oranında prim ödemesi gerekiyor.

Yani adam madende çalıştığı için normal piriminin üzerine 6.5 ilave prim ödenmesi gerek. Ama işveren onu madende değil de, büroda çalışıyor gösteriyor. Böylece o ilave primi ödemiyor. Böyle olunca ödemesi gerekenin çok altında prim ödemiş oluyor. Biz bu hileleri nasıl önleriz ve ne sağlarız diye bir projeksiyon yaptık.

Dedik ki bunun tümünü yüzde 2 yapalım, yani farklı oranlar değil, tümünü yüzde 2’de sabitleyelim. Böyle yapınca ortaya çıktı ki, kamunun 500 milyon lira prim geliri oluyor. Bunun üzerinde çalışıyoruz.

Read more: http://www.sigortagundem.com/haber/emeklilik-yasi-degisecek-mi/320337#ixzz2HHZlp6Pe